-
anaa altı ay geçmiş tek bir şiir bile yok
bu ne biçim atışma sanırım korkan çok
şiirle ağlatırız gönlümüzün sazını
ahh geldi eros attı yine bir ok
her şeyi toplayıp cem edip birleyin
sonuç sonsuz çıksa da dışarısı yok söyleyin
b sonsuz gibi bak üst üste iki tane o
her daim artın, çıkarmayın ve bölmeyin.
kendinden başla mesela sürekli toplamaya
bir zamanlar giderdik yürüyerek bile aya
ay olanlar dönecek dünyanın etrafında
ister dağ taş olsun dünya, isterse sade kaya -
ateş benim kanadım, kanatsız uçamam
bir o içinde ateş birazdan işi tamam
atın geldi mi sana götürdü mü cennete
yoksa sana gelen şey uçamayan şu lamam? -
bil ki akınburak akıl vicdan kazanacak
ama ateşi önemse, bu yola baş koyacak
dört melekli asiyi bekliyor şimdi herkes
ateş bilir işini dünyaya ay olacak. -
çok güzel çizersin güzel ruhlu victoria
adın gibi zafere koşmak isteriz hayırla
biraz dikta iyi gelir diyor şimdi dünya
katılmasam da eğilirim onun bu kararında
yüksek ateş iyidir aslında akınburak
mikrobu atmak için çalışır bilmeden durdurak
ayakkabını çıkar başka şey istemez dağ ı tur
ben hayır diyeceğim umarım çıkmaz kurak -
ahh biberbey gönül yarasıdır senin dediğin
merhemi yoktur onun tekrar eder bildiğin
merhem merhemetle bir bağışla sevdiğini
kat bildiğin ne varsa bir zamanlar sildiğin
victoria boyun eğmezler kazanır zaten seni
resmin kadar güzel ruhun tanıdı mı sendeki beni
her şeyin içinde sen, içle dış hep bir olmuş
sadece bir çıkıyor çarpınca boyu eni -
çamuru pişirmek için gereklidir ateş
cahim bu yüzden var altta kap üstte güneş
eşleşenler eşsizdir, ihtiyaç kalmaz başkaya
ne mutlu ay olmuşum dünya olmuş bana eş
merak etme victoriam sıra akıl vicdanda
oku anlat aydınlat bırakma kimseyi darda
roman yazarı, müzik besteciyi anlatır
resim ise yapanı piksel olmuşum orda -
göz sadece kendini görmek istedi
o her şeyi gören göz, her şeyi bilen
kendini mi bilmeyecekti?
tanık olmak kendine.
zaman bir ilüzyondu
mekan, yalan ve dolan
kanma, aldanma, ayırıcı
ayırmakta iken seni benden
ne sen varsın ne de ben.
kulaç, atmalı mıyım sana?
neden, yüzmek keyifli değil mi?
yoruldum.
tekdüze, yaşamım, tek, düze düze
geçmekte zaman
ağaran saçlar mı yıllanmışlığım
yoksa dönen dünyanın dönüş sayısı mı?
sahi dönmemen için ne yaptım?
ayaklarım soğuk, vücudum sıcakken
adrenalin denen ucube kaplarken
bedenim, ruhum sızlamayı keser mi sandın?
acı, acı, acı.
boşluk bu, dolduramadım, başkasıyla
başkası da yok halbuki
kendimle dolduramadım.
acı,
yitik bir yaşam mı
kazanmak ama neyi?
her halükarda eninde sonunda kaybedeniyiz yaşamın
ölerek
çürüyerek
bana kazanacağız deme.
kaybetmeye geldik kendimizi
yitirmeye
kaybederek nasıl kazanırım?
öğrenmek.
aç bir fil gibiyim
binlerce gereksiz şeyle dolu zihnim.
öğrenmek, bilmek.
neyi üstad?
niye kendimi bilmek bu kadar önemli? -
o anda içimden geldiği gibi yazdım
düşünmeden gönlümün içini kazdım
çıkan toprağı yana atınca akınburak
yazdığın şeyleri görüp iyice azdım
zaten şiir köşesi de, hani aşık nerede
kafiye bile yok ki, bak yazdığın şiirde
koyacam değil o, koyacağım olmalı
düzgün yazacaksak atışalım gel hele -
çoklu ironi ustası mı ahanda bu gördüğüm
balerine sarkmış sanki gönlü biraz kördüğüm
yatınca kabuslar var peşini bırakmaz sonra
üstünde büyü var senin atılmış sana düğüm. -
aşık bilge olmaz shaman efendi
aşıklar yalnızdır sadece kendi
madem zor yoldan öğreteceğiz
ayrılık vaciptir birliği yendi
aşk ayrılık demek birlikteyken zor
aşk kül değildir ateşten bir kor
yanarak bedelini ödeyeceksin
en güzel kim git mecnuna sor